Film, Ýbrahim Tatlýses gibi, Sönmez Yýkýlmaz gibi gerçek isimler kullanýp aktüel gerçeði belgelemek kaygýsýna fazla düþünce, yani “Arabesk Dünyasýnýn Ýçyüzü” gibi haber programlarýna fazla benzeyince, kahramanlarýnýn iç duyarlýlýklarýný yeterince geliþtiremiyor. Filmdeki herkes ve giderek her þey, kültürel deðiþimi açýklayan birer araç, birer simge düzeyinde kalýyor. Her þeye dokunma kalabalýklýðý içinde, gülünç anlarýn da acýklý anlarýn da hakkýný tam veremeyen ve bir ritm tutturamayan “Muhsin Bey”den geriye, bir eski plakta duyulan Müzeyyen Senar’ýn sesine ve o sesin dorukta olduðu yýllarýn Ýstanbul’una duyulan özlemden