Berlin Film Festivali 2. Dünya Savaþý’nýn ardýndan ikiye bölünen Berlin’in bu durumuna dünya kamuoyunun dikkatini çekmek, kente uluslararasý bir sanat ortamý niteliði kazandýrmak ve Alman sinemasýný 1920’lerin sessiz sinema dönemindeki saygýnlýðýna kavuþturmak amacýyla ilk kez 1951’de düzenlendi. 1956’da tam anlamýyla uluslararasý bir niteliðe sahip oldu ve ayný yýl Uluslararasý Film Yapýmcýlarý Dernekleri Federasyonu’nca “A kategorisi”nde yer alan festivaller kapsamýna alýndý. 1960’lardan itibaren sosyalist ülkelerin de geniþ ölçüde katýlýmý saðlandý. 1970’ler ise 3. Dünya ülke sinemalarýnýn yoðun bir biçimde festivalde boy gösterdiði yýllardý. Dünyanýn dört bir yanýndan gelen filmlerin gösterilmesini saðlayan bu özelliði, festivalin önemini arttýrdý. Berlin Film Festivali, gerek gösterim programlarýnýn düzenlenmesinde, gerekse Altýn Ayý büyük ödüllü yarýþma bölümündeki ödül daðýlýmýnda, Amerika ve Avrupa sinemasý ile Doðu Bloku ve Uzakdoðu sinemalarý arasýnda bir denge tutturmaya özen gösterdi. Festival, “Forum”, “Information” ve her yýl bir sinemacýya ayrýlan “Retrospektif” bölümleriyle, Cannes ve Venedik ile birlikte dünyanýn en saygýn film festivalleri arasýnda yer almaktadýr.